25 Aralık 2014
Geride bırakmakta olduğumuz yılın değerlendirmesine başlamadan önce geçen sene bu günlerde kaleme aldığım yazıya (2013’den 2014’e) göz gezdirdim.
Başkan Obama’nın sorunların çözümünde askeri müdahale yerine siyasi/diplomatik yöntemlere öncelik vermesinin küresel güçler arasındaki ilişkilere, özellikle ABD-Rusya münasebetlerine bir işbirliği anlayışı getirebileceğine dair öngörüm Ukrayna bunalımı nedeniyle gerçekleşmedi. Ancak sorun tamamen çığırından çıkarılmadı; yükselen retoriğe, yaptırımlara rağmen olabildiğince çevrelenmeye çalışıldı. Okumaya devam et
Etiket arşivi: Ukrayna
Rusya’da Ekonomik Kriz
19 Aralık 2014
Uluslararası gündem Türkiye’ye özenmeye başladı; aniden değişebiliyor. Aradaki fark, uluslararası gündemdeki değişikliklerinin çok ender de olsa iyimserlik ilham etmesi. Örneğin, “yeni bir soğuk savaş mı başlıyor?”sorusu sorulurken, o dönemin son duvarının yıkılmasına karar verildiğinin açıklanması gibi. Dünyanın bir numaralı küresel gücü ABD ile Küba arasında yarım asırdan uzun bir zamandır sürmekte olan “küçük soğuk savaşın” sona erdiriliyor ve diplomatik ilişkilerin ihya ediliyor olması aslında çok gecikmiş bir gelişme. Dolayısıyla Başkan Obama’nın attığı adımı alkışlamak gerekiyor. Obama ile Küba Cumhurbaşkanı Raul Castro arasında varılmış olan mutabakatın tam olarak yaşama geçirilebilmesi, örneğin Küba’ya uygulanmakta olan ambargoların kaldırılması Kongre onayını gerektirmekte. Oysa o cenahtan hemen muhalif sesler duyulmaya başladı bile… Okumaya devam et
ABD İçin Sıkıntılı Günler
(Bu yazı, dostum Emekli Büyükelçi Yusuf Buluç’la birlikte kaleme alınmıştır.)
11 Aralık 2014
11 Eylül terör saldırılarının, Vaşington’un dünyaya bakışında bir dönüm noktası olduğu tartışma götürmez. Bu saldırılar o tarihte ABD’ye karşı, sınırlı bir radikal çevre dışında, tüm dünyada büyük bir sempatinin doğmasına neden olmuştu.
Ancak, sekiz yıllık Bush Yönetimi, bu sempatinin, ABD çıkarları ve daha yapıcı bir dünya düzeni için yarattığı avantajı maalesef değerlendiremedi. ABD’nin ilk tepkisi Afganistan’da El Kaide ve Taliban’a yönelik harekât oldu. Tepki bununla sınırlı kalsaydı, Orta Doğu bugün farklı bir noktada olabilirdi. Irak müdahalesi Orta Doğu’nun sorun kaldırma kapasitesine ağır bir yük daha ekledi. Terörü tırmandırdı. Irak’ın komşuları için sorun yarattı. Bölgesel dengeleri sarstı. Batı içerisinde ciddi bölünmelere neden oldu. Kaldı ki, Irak’ta kitle imha silahlarının mevcudiyeti de kanıtlanamadı. Okumaya devam et
Ukrayna: Ateş-kes Barış Kapısını Aralayamadı
5 Aralık 2014
Ukrayna Hükümeti ile ayrılıkçılar arasında 5 Eylül 2014 tarihinde Minsk’de imzalanmış olan ateş-kes anlaşmasına rağmen çatışma bitmiyor. O tarihten bu yana 1000 kadar asker/sivil çatışmalarda yaşamını yitirdi. Ukrayna makamları, karşı tarafın bu süre zarfında yaklaşık 3,500 ateş-kes ihlalinde bulunduğu iddiasında. Rusya’nın bölgeye silah ve mühimmat göndermeye devam ettiğine ilişkin açıklamalarını da sürdürüyor. Rusya bunları yalanlıyor. Karşılıklı iddia ve ithamlar arasındaki fark o denli büyük ki insan bunların hangisine inanacağına karar vermekte zorlanabilir. Şimdi de, Kiev ile “Luhanks Halk Cumhuriyeti” arasında bugün ( 5 Aralık) yürürlüğe girecek olan yeni bir ateş-kes anlaşmasına varıldığı yolunda haberler var. Okumaya devam et
Seçim Sonrasında Ukrayna
8 Kasım 2014
26 Ekim’de düzenlenen seçimde Batı yanlısı partiler Ukrayna Parlamentosunda (Rada) büyük bir çoğunluk sağladılar.
Rada’nın normalde 450 üyesi var. Bunların 225’i ülke çapında parti listelerine verilen oylarla nispi temsil esasına göre seçiliyor. Geri kalan 225 Rada üyesi ise, en çok oyu alanın kazandığı tek kişilik seçim bölgelerinden geliyor. Daha da açık deyişle, ülke 225 adet küçük seçim bölgesine bölünmüş ve bunların her birinden bir milletvekili çıkıyor. Sandık başına giden her Ukraynalıya iki seçim pusulası veriliyor. Bunlardan biri siyasi partiler, diğeri ise yerel adaylar için kullanılıyor. Kırım’da 15, Donetsk ve Luhansk’da ayrılıkçıların kontrolündeki 12 seçim bölgesinde oy kullanılamadığı için Rada’nın mevcudu 423 olacak. Okumaya devam et
Ukrayna’da Genel Seçim
25 Ekim 2014
Yarın Ukrayna’da Rada seçimi var. Bu seçim, kuşkusuz ülke tarihinin en kritik parlamento seçimi olacak.
“The Economist” dergisi Ukrayna’nın seçim öncesi genel görünümüne ve karşısında bulunduğu sorunlara ilişkin çarpıcı gözlemler içeren bir yazı yayınladı. Bunlardan bir bölümünü şöylece özetlemek mümkün:
“Kiev’de başlayan halk ayaklanmasını ateşleyen enerji ve yeni bir başlangıç ümidi, 3600 kişinin yaşamını yitirdiği savaş nedeniyle artık çok aşağılarda. Kırım kaybedilmiş. Ülkenin güneydoğusunun sanayi bölgesi olan Donbas ayrılıkçıların elinde. Ateş-kes kırılgan. Çökmek üzere olan ekonomisinin ihtiyaç duyduğu reformları gerçekleştirmekte zaman kaybedilmiş. Okumaya devam et
Ukrayna’da Görünüm
12 Ekim 2014
Gündemimizde sadece IŞİD ve Kobani var. Oysa Ukrayna, Batı ile Rusya arasındaki bir numaralı sorun niteliğini korumakta. Dolayısıyla oradaki tabloya da kısaca göz atmakta yarar olabilir.
BM kaynakları, Kiev Yönetimi ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında ateş-kesi sağlayan 5 Eylül 2014 tarihli Minsk Protokolünün imzasından bu yana hayatını kaybedenlerin sayısını 331 olarak vermekte. Bunun nedeni, Minsk Protokolüne ve ona ek olarak 19 Eylül’de imzalanmış olan Muhtıraya rağmen bir türlü sonu gelmeyen ateş-kes ihlalleri, özellikle yerleşim merkezlerinin her iki tarafça ateş altına alınması. Bunalımın çıkışından bu yana sivil/asker toplam can kaybının ise, muhafazakar bir tahminle 3660 olduğu bildiriliyor. Okumaya devam et
Birleşmiş Milletler 69. Genel Kurul Toplantısı Başlarken
22 Eylül 2014
Birleşmiş Milletler 69. Genel Kurulu 16 Eylül 2014 tarihinde resmen başladı. Ancak uluslararası kamuoyunun dikkati daha çok, heyet başkanlarının Genel Kurul kürsüsünden dünyaya hitaben yaptıkları konuşmalar üzerinde yoğunlaşmakta. Bu konuşmalar ise 24 Eylül Çarşamba günü başlayacak. Örgütün 193 üyesinin uluslararası gündeme ilişkin değerlendirmeleri, çözüm önerileri çoğu kez devlet ve hükümet başkanlarının ağzından medya aracılığı ile dünyaya duyurulacak. Bunun yanında, bazıları bu konuşmalar kadar önemli, bazılarının gerçekleştirilmiş olması bile kendi başına bir mesaj oluşturan sayısız ikili görüşme yapılacak. Açık söylemlerle kapalı kapılar ardındaki temaslar bir bütün oluşturacak. Okumaya devam et
Ukrayna’da Ateş-kes
9 Eylül 2014
Küresel gündemde son zamanda öne çıkan kavram “ateş-kes”; Gazze’de ateş-kes, Ukrayna’da ateş-kes. Çünkü ateş-kesler siyasi çözüm arayışları için daha müsait bir zemin oluşturuyor; hele hele askeri çözümlerle bir yere varmak olanağı yoksa. Ancak elbette ateş-kesten hareketle bir çözüme ulaşabilmek için karşılıklı siyasi irade olması lazım. Yoksa, kısa veya uzun fasılalardan sonra bir çatışma/ateş-kes sarmalına girilebiliyor. Ateşin daha uzunca bir süre kesilmeyeceği yerler ise maalesef sınır komşularımız Irak ve Suriye.
Ukrayna’da, 2600 kişinin yaşamını yitirmesinden, bir milyona yakın kişinin de evlerini terk etmesinden sonra, 5 Eylül 2014 tarihinde saat 18:00 itibariyle ateş-kes sağlandı. Bu noktaya biraz karışık bir yoldan varılabildi. Okumaya devam et
NATO Galler Zirvesi
(Bu yazı, dostum Emekli Büyükelçi Yusuf Buluç’la birlikte kaleme alınmıştır.)
8 Eylül 2014
4-5 Eylül 2014 tarihlerinde İngiltere’de düzenlenen NATO Zirvesi, 113 maddeden oluşan, 20 sayfayı aşkın bir zirve deklarasyonunun yayınlanması ile sona erdi.
Toplantının medyaya, basın toplantılarına ve zirve deklarasyonuna yansıdığı kadarıyla içeriğine geçmeden önce, kendisini “demokratik ülkeler topluluğu” olarak tanımlayan İttifakın – ki bunun gereği kendini halka anlatabilmek, halkla bütünleşebilmektir – sadece bir avuç diplomat, asker ve akademisyen tarafından okunacak 113 maddelik bir deklarasyon yayınlamasının bir kamu diplomasisi yanlışı olduğunu kaydetmeliyiz. Böylesine kritik, karmaşık sorunlarla karşı karşıya bulunulan, deklarasyonda kullanılan tanımlamayla “güvenlik ortamında köklü bir değişimin yaşandığı”, ekonomik krize rağmen savunma harcamalarının arttırılması ihtiyacı üzerinde durulduğu bir dönemde NATO’nun mesajlarını daha net, çarpıcı ve ikna edici biçimde vermesi beklenirdi. Okumaya devam et