Etiket arşivi: Rusya

2014’den 2015’e

25 Aralık 2014
Geride bırakmakta olduğumuz yılın değerlendirmesine başlamadan önce geçen sene bu günlerde kaleme aldığım yazıya (2013’den 2014’e) göz gezdirdim.
Başkan Obama’nın sorunların çözümünde askeri müdahale yerine siyasi/diplomatik yöntemlere öncelik vermesinin küresel güçler arasındaki ilişkilere, özellikle ABD-Rusya münasebetlerine bir işbirliği anlayışı getirebileceğine dair öngörüm Ukrayna bunalımı nedeniyle gerçekleşmedi. Ancak sorun tamamen çığırından çıkarılmadı; yükselen retoriğe, yaptırımlara rağmen olabildiğince çevrelenmeye çalışıldı. Okumaya devam et

ABD İçin Sıkıntılı Günler

(Bu yazı, dostum Emekli Büyükelçi Yusuf Buluç’la birlikte kaleme alınmıştır.)

11 Aralık 2014

11 Eylül terör saldırılarının, Vaşington’un dünyaya bakışında bir dönüm noktası olduğu tartışma götürmez. Bu saldırılar o tarihte ABD’ye karşı, sınırlı bir radikal çevre dışında, tüm dünyada büyük bir sempatinin doğmasına neden olmuştu.

Ancak, sekiz yıllık Bush Yönetimi, bu sempatinin, ABD çıkarları ve daha yapıcı bir dünya düzeni için yarattığı avantajı maalesef değerlendiremedi. ABD’nin ilk tepkisi Afganistan’da El Kaide ve Taliban’a yönelik harekât oldu. Tepki bununla sınırlı kalsaydı, Orta Doğu bugün farklı bir noktada olabilirdi. Irak müdahalesi Orta Doğu’nun sorun kaldırma kapasitesine ağır bir yük daha ekledi. Terörü tırmandırdı. Irak’ın komşuları için sorun yarattı. Bölgesel dengeleri sarstı. Batı içerisinde ciddi bölünmelere neden oldu. Kaldı ki, Irak’ta kitle imha silahlarının mevcudiyeti de kanıtlanamadı. Okumaya devam et

Ukrayna: Ateş-kes Barış Kapısını Aralayamadı

5 Aralık 2014

Ukrayna Hükümeti ile ayrılıkçılar arasında 5 Eylül 2014 tarihinde Minsk’de imzalanmış olan ateş-kes anlaşmasına rağmen çatışma bitmiyor. O tarihten bu yana 1000 kadar asker/sivil çatışmalarda yaşamını yitirdi. Ukrayna makamları, karşı tarafın bu süre zarfında yaklaşık 3,500 ateş-kes ihlalinde bulunduğu iddiasında. Rusya’nın bölgeye silah ve mühimmat göndermeye devam ettiğine ilişkin açıklamalarını da sürdürüyor. Rusya bunları yalanlıyor. Karşılıklı iddia ve ithamlar arasındaki fark o denli büyük ki insan bunların hangisine inanacağına karar vermekte zorlanabilir. Şimdi de, Kiev ile “Luhanks Halk Cumhuriyeti” arasında bugün ( 5 Aralık) yürürlüğe girecek olan yeni bir ateş-kes anlaşmasına varıldığı yolunda haberler var. Okumaya devam et

Dünyanın En Sorunlu Bölgesi ve Türkiye

20 Kasım 2014

Orta Doğu, dini, mezhepsel, etnik, ekonomik ve sosyal arka planlarıyla siyasi sorunların her şeye egemen olduğu bir bölge olmak özelliğini koruyor. Bölge yönetimleri kendi kısır gündemlerini aşarak, yurtlarında ve bölgelerinde, istikrar, işbirliği, refah gibi büyük hedeflere odaklanamıyor. Soğuk Savaş döneminde hiç değilse “barış içinde bir arada yaşama” kavramı vardı. Orta Doğu’da o da yok.

Irak ve Suriye komşumuz olduğu için oradaki gelişmeler elbette bizi daha yakından ilgilendirmekte. Okumaya devam et

APEC Zirvesinin Düşündürdükleri

18 Kasım 2014

10-11 Kasım tarihlerinde Pekin’de düzenlenen 22. APEC (Asia-Pacific Economic Cooperation–Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği) Liderler Zirvesi ve onu hemen izleyen G-20 Brisbane Zirvesi dikkatlerin tekrar bu bölgeye, sorunlarına ve biraz da küresel güç dengelerindeki evrime çevrilmesine vesile oldu (*).
Hatırlanacağı üzere Başkan Obama Çin’e ilk resmi ziyaretini, görevini üstlenmesinden dokuz ay sonra, Kasım 2009’da, Singapur’da düzenlenen 17. APEC zirvesi ile Japonya, Çin ve Güney Kore’yi kapsayan bir Asya turu çerçevesinde gerçekleştirmişti. Bu ziyaret sonrasında yayınlanan ortak bildirinin daha çok öne çıkan kavramı “stratejik güven inşası” idi. Tarafların birbirlerinin “temel çıkarlarına saygı göstermelerinin”, ikili ilişkilerde istikrarlı ilerleme için büyük önem taşıdığına değinilmişti. Okumaya devam et

Seçim Sonrasında Ukrayna

 

8 Kasım 2014

26 Ekim’de düzenlenen seçimde Batı yanlısı partiler Ukrayna Parlamentosunda (Rada) büyük bir çoğunluk sağladılar.

Rada’nın normalde 450 üyesi var. Bunların 225’i ülke çapında parti listelerine verilen oylarla nispi temsil esasına göre seçiliyor. Geri kalan 225 Rada üyesi ise, en çok oyu alanın kazandığı tek kişilik seçim bölgelerinden geliyor. Daha da açık deyişle, ülke 225 adet küçük seçim bölgesine bölünmüş ve bunların her birinden bir milletvekili çıkıyor. Sandık başına giden her Ukraynalıya iki seçim pusulası veriliyor. Bunlardan biri siyasi partiler, diğeri ise yerel adaylar için kullanılıyor. Kırım’da 15, Donetsk ve Luhansk’da ayrılıkçıların kontrolündeki 12 seçim bölgesinde oy kullanılamadığı için Rada’nın mevcudu 423 olacak. Okumaya devam et

ABD-Rusya İşbirliği İçin Yeni Arayışlar

18 Ekim 2014
27 Haziran 2014 tarihli ve “Orta Doğu Senaryoları” başlıklı yazımı şöyle tamamlamıştım:
“… ABD ve Rusya’nın çıkarları Orta Doğu’da karmaşanın ve aşırılığın önlenmesinde yatmaktadır. Ortada, Suriye kimyasal silahlarının tasfiyesine ilişkin başarılı bir işbirliği örneği vardır. Taraflar İran nükleer programı konusunda da aynı masa etrafındadırlar. Bunlardan hareketle, Ukrayna’da gerilimin düşürülmesine, en azından sorunun ertelenmesine olanak verecek bir formülün mutlaka bulunması ve ABD ile Rusya’nın Orta Doğu’da istikrar adına işbirliği yapmaları gerektiğini tekrarlıyorum… “
MH17 sefer sayılı Malezya Hava Yolları uçağının Ukrayna’daki çatışma bölgesi üzerinde bir füze ile düşürülmesi Ukrayna bunalımını daha ileri bir noktaya taşıdı. Dile getirdiğim biçimde arayışlara bir süre için kapıyı kapattı. Rusya, ABD ve AB ekonomik yaptırımlarına kendi yaptırımlarıyla karşılık verdi. Okumaya devam et

Ukrayna’da Görünüm

12 Ekim 2014
Gündemimizde sadece IŞİD ve Kobani var. Oysa Ukrayna, Batı ile Rusya arasındaki bir numaralı sorun niteliğini korumakta. Dolayısıyla oradaki tabloya da kısaca göz atmakta yarar olabilir.
BM kaynakları, Kiev Yönetimi ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında ateş-kesi sağlayan 5 Eylül 2014 tarihli Minsk Protokolünün imzasından bu yana hayatını kaybedenlerin sayısını 331 olarak vermekte. Bunun nedeni, Minsk Protokolüne ve ona ek olarak 19 Eylül’de imzalanmış olan Muhtıraya rağmen bir türlü sonu gelmeyen ateş-kes ihlalleri, özellikle yerleşim merkezlerinin her iki tarafça ateş altına alınması. Bunalımın çıkışından bu yana sivil/asker toplam can kaybının ise, muhafazakar bir tahminle 3660 olduğu bildiriliyor. Okumaya devam et

NATO Galler Zirvesi

(Bu yazı, dostum Emekli Büyükelçi Yusuf Buluç’la birlikte kaleme alınmıştır.)

8 Eylül 2014
4-5 Eylül 2014 tarihlerinde İngiltere’de düzenlenen NATO Zirvesi, 113 maddeden oluşan, 20 sayfayı aşkın bir zirve deklarasyonunun yayınlanması ile sona erdi.
Toplantının medyaya, basın toplantılarına ve zirve deklarasyonuna yansıdığı kadarıyla içeriğine geçmeden önce, kendisini “demokratik ülkeler topluluğu” olarak tanımlayan İttifakın – ki bunun gereği kendini halka anlatabilmek, halkla bütünleşebilmektir – sadece bir avuç diplomat, asker ve akademisyen tarafından okunacak 113 maddelik bir deklarasyon yayınlamasının bir kamu diplomasisi yanlışı olduğunu kaydetmeliyiz. Böylesine kritik, karmaşık sorunlarla karşı karşıya bulunulan, deklarasyonda kullanılan tanımlamayla “güvenlik ortamında köklü bir değişimin yaşandığı”, ekonomik krize rağmen savunma harcamalarının arttırılması ihtiyacı üzerinde durulduğu bir dönemde NATO’nun mesajlarını daha net, çarpıcı ve ikna edici biçimde vermesi beklenirdi. Okumaya devam et

“Küresel Sistemde Bedava Seyahat Etmek” ve Bir Yöntem Önerisi

3 Eylül 2014

2012 yılı başlarında yayınlanan kitabımın “Küresel Dengeler” bölümünden bazı alıntıları aşağıda sunuyorum.

“ … ABD’de üç yılı aşkın bir süredir, Demokrat bir Yönetim var. Başkanı Obama, Irak müdahalesinin yanlış olduğunu, önceliğin Afganistan’a verilmesi gerektiğini savunagelmiş bir liderdir. Beyaz Saray’da ilk gününden itibaren uluslararası işbirliği ihtiyacını vurgulamış, tevazu sergilemiştir. 2009 yılı Temmuz ayında Rusya Federasyonuna gerçekleştirdiği ilk ziyarette ilişkilerde yeni bir sayfa açmak istediğini söylemiştir…

“ … Başkan Obama, 2009 Kasım’ında Pekin’e yaptığı ziyarette benzer mesajlar vermiştir. Çin, günümüzde uluslararası ilginin odağında, küresel dengenin iki büyük aktöründen biridir… Okumaya devam et