Etiket arşivi: AB

Ukrayna Krizi – 4

20 Nisan 2014

ABD, AB, Rusya ve Ukrayna, 17 Nisan 2014 tarihinde Cenevre’de, yedi saatlik bir toplantı sonunda Ukrayna’da “gerilimi düşürmeye ve bütün Ukrayna vatandaşlarının güvenliğini sağlamaya yönelik ilk somut adımlar” üzerinde mutabık kaldılar ve bunları yazılı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdular. Rusya da böylelikle bugüne kadar teması reddettiği Yanukoviç sonrası Kiev yönetimi ile ilk kez masaya oturmuş oldu. Bir sayfalık ortak açıklama, kelimesi kelimesine olmasa da, şöylece tercüme edilebilir: Okumaya devam et

Ukrayna Krizinin Yansımaları

6 Nisan 2014

Ukrayna bunalımı hızla gelişti ve bir bakıldı ki Kırım kaybedilmiş. Son günlerde ise Rusya’nın Ukrayna sınırında konuşlandırdığı 40-50,000 kişilik kuvvetin, Moskova tercihini bu yönde kullanırsa, ülkenin doğusuna sadece birkaç gün içerisinde hakim olabileceği konuşuluyor. ABD, NATO’nun Baltıklardaki müttefiklerine güven vermeye çalışıyor. Aslında daha önce de işaret etmeye çalıştığım üzere, Batı’nın krizin belirli bir aşamasından sonraki amacı Kırım’ı kurtarmaktan çok doğu Ukrayna’ya yönelecek bir müdahaleyi önlemek idi. Okumaya devam et

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye İlerleme Raporuna İlişkin Kararı

14 Mart 2014

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu, 12 Mart 2014 tarihinde, 2013 Türkiye İlerleme Raporuna ilişkin kararı kabul etti. Rapor Avrupa Parlamentosuna geçen yılın Ekim ayında sunulmuştu.

Her yıl yayınlanan bu raporlara “ilerleme raporu” denilse de, başlıkla muhteva arasındaki makas giderek açılıyor. Nitekim AP kararının içeriği de bu başlıkla bağdaşmıyor. Karar Türkiye’ye birçok eleştiri/uyarı yöneltiyor. Okumaya devam et

Ukrayna Krizi – 2

12 Mart 2014

Ukrayna bunalımında henüz bir çıkış yolu bulunamadı. Burada “çıkış yolu” ile kastettiğim elbette “çözüm” olmayıp, gerilimin düşürülmesine olanak tanıyacak bir yöntem veya yol haritası üzerinde mutabakat sağlanmasıdır. Şu sırada kapalı kapılar ardında son derece yoğun diplomatik çalışmaların yapıldığında kuşku yok. Başkan Obama açıklamalarında, Kırım’a  müdahalenin uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulamakla birlikte, “Rusya’nın Ukrayna’da, Kırım’da meşru çıkarları bulunduğuna” da değinmekte. Öte yandan, Kırım’ın Rusya’ya katılıp katılmaması konusunda yapılması kararlaştırılmış bulunan referanduma sadece üç gün kaldı. Okumaya devam et

Bölge Efendiliği ; Değerli Yalnızlık ; Şimdi Nereye ?

9 Mart 2014

Dış politikamızda sonbahar, aşırı iddialı, Cumhuriyet dönemi Türk dış politikasının geleneklerini küçümseyen; Türkiye’nin küresel bir güç olma potansiyelinin heba edildiği, geçmişte adeta hiçbir şey yapılmadığı için işe sıfırdan başlamak gerektiği anlayışını yansıtan; sürekli ders veren bir söylemle başlamıştı. Dünyanın merkezindeydik. Komşularımızla aramızda sorun kalmayacaktı. Okumaya devam et

Ukrayna Krizi

5 Mart 2014

Ukrayna Hükümeti 21 Kasım 2013 tarihinde AB ile imzalanması öngörülen Ortaklık Anlaşması’ndan vazgeçtiğini açıkladı (*). Kararın ardından başlayan ve Cumhurbaşkanı Yanukoviç ile Hükümetini hedef alan protesto gösterileri hızlı bir tırmanış gösterdi. 20 Şubat 2014’de, protestocularla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 77 kişi hayatını kaybetti. Böylece olaylarda hayatını kaybedenlerin sayısı 100’e yaklaştı. Bunun üzerine Almanya, Fransa ve Polonya Dışişleri Bakanları bir çıkış yolu bulunmasına yardımcı olmak üzere Kiev’e gittiler. Okumaya devam et

Türkiye AB Önderliğindeki Orta Afrika Cumhuriyeti Barış Gücüne Katılmalı mı?

2 Mart 2014

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde (OAC) durumun daha da kötüye gitmesi üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 28 Ocak 2014 tarihli ve 2134 sayılı kararıyla, ülkede AB önderliğinde bir operasyon başlatılmasını, bu çerçevede oluşturulacak gücün orada esasen mevcut Afrika Birliği ve Fransız kuvvetlerine destek vermesini, “geçiş dönemi” olarak adlandırılan siyasi sürecin hızlandırılarak seçimlerin mümkünse 2014 sonuna  kadar düzenlenmesini, bu süreci engellemeye çalışanlara ve insan haklarını ihlal edenlere karşı yaptırım uygulanmasını kabul etmişti (*). Şimdi bu barış gücü için Türkiye’den de katkı bekleniyor. Hem AB’nin hem de BM’nin Türkiye’den bu yönde talepleri bulunduğu anlaşılıyor. Okumaya devam et

Bir Telefon Konuşması – AB – Ukrayna

23 Şubat 2014

Diplomatik ilişkilerin nasıl yürütüleceğini düzenleyen 18 Nisan 1961 tarihli Viyana Sözleşmesinin 27. maddesi diplomatik misyonların yazışmalarının güvenliğini (ki bu gizlilik demektir) garanti etmektedir. Bu maddenin 1. ve 2. fıkralarında şöyle denilmektedir: Okumaya devam et

Ukrayna’da Gerilim

2 Şubat 2014

Suriye iç savaşı, özellikle 130,000’i bulan can kaybı ve çevreye yayılmaya başlamış olması nedeniyle uzunca bir süredir uluslararası gündemin en acil sorunudur.

Birçok ülke Cenevre II’nin hiç değilse bir ümit yaratmasını beklerken, umulmadık bir yerden ve kişiden yeni bir “iç savaş” uyarısı geldi. Ukrayna’nın 1991’de bağımsızlığını kazanmasından sonraki ilk Cumhurbaşkanı Leonid Kravçuk, 29 Ocak 2012 tarihinde Ukrayna Parlamentosunda yaptığı ve bütün üyelerden alkış aldığı konuşmasında, Ukrayna’nın çok kritik bir noktada bulunduğunu, Parlamento’nun sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerektiğini, Ukraynalıların ve bütün dünyanın ülkenin “iç savaşın eşiğinde” olduğunu bildiğini ifade etti. Okumaya devam et

Türkiye-AB İlişkileri: Yerinde Saymak mı, Geriye Kaymak mı?

8 Ocak 2014

Son yıllarda, ekonomik performansı, bazı tehlike sinyallerine rağmen, birçok AB ekonomisinden daha iyi düzeyde seyreden Türkiye’de, bunun da verdiği güvenle, “AB karşıtı retorik” olarak nitelendirilebilecek bir söylem başladı. Dersler verildi. Orta Doğu ve Suriye’nin dış politikanın odağı haline gelmesiyle AB süreci  gündemden çıktı. Daha sonra dış politikada sonu gelmeyen yanlışların bir gündem değişikliğini dayatması üzerine tekrar eski defterlere dönüldü. Bu bağlamda, yeni bir müzakere faslının açılması ve  “vize müjdesi” ile AB sürecinde bir canlanma olduğu izlenimi yaratılmak istendi. Maalesef, bu iki gelişme de göz boyamadan ibarettir. Okumaya devam et