24 Ağustos 2014
260 Kamyondan oluşan bir Rus konvoyunun 12 Ağustos 2014 tarihinde Moskova’dan Ukrayna’ya hareketiyle başlayan “insani yardım krizi”, kamyonların yüklerini boşaltarak 23 Ağustos’ta Ukrayna’dan ayrılmasıyla sona ermiş görünüyor. Buradaki en önemli risk unsuru, konvoya karşı girişilecek sorumlusu belirsiz bir saldırının neden olabileceği yeni bir çatışma idi. Bu olasılık artık geride kalmış olsa da, olayın zihinlerde iz bırakacağı ve tartışmanın bir süre daha devam edeceği söylenebilir. Okumaya devam et
Etiket arşivi: Almanya
Ukrayna Güncellemesi
6 Ağustos 2014
Ukrayna bunalımı, başlangıçta daha çok Batı ile Rusya arasında yarattığı gerilimle dikkati çekti. MH17 trajedisi ile dünyanın ilgi odağına oturdu. Sonra, İsrail’in Gazze harekatının ve bunun neden olduğu dramatik sivil can kaybının, ateş-kes girişimlerinin öne çıkmasıyla ikinci sıraya geriledi. Uluslararası ilgi açısından Ukrayna’yı, İŞİD veya yeni adıyla İslam Devleti nedeniyle Irak’taki gelişmeler izliyor. Suriye sorunu elbette unutulmuş değil ama şimdilik biraz kenarda. Onun arkasından Libya’daki çatışmalar geliyor. Afrika’da yayılmakta olan Ebola salgını ise bu tabloyu altüst etme potansiyeline sahip. En başta teknoloji olmak üzere birçok alanda ileri hamleler yapabilen dünyamız siyasi sorunları çözmekte, dini ve etnik bölünmüşlükleri yönetmekte son derece başarısız. Okumaya devam et
Küresel Denge ve Baş Aktörleri – 4: Avrupa Birliği, NATO ve Diğerleri
(Bu yazı dostum Emekli Büyükelçi Yusuf Buluç’la birlikte kaleme alınmıştır.)
26 Mayıs 2014
Çin’e ilişkin yazımızda, bu ülkenin öngörüleri çok aşan ekonomik ilerlemesinin kendisi bakımından bir “yumuşak güç açığı” yarattığını düşünenler olduğuna değinmiştik. AB ekonomik açıdan ilk üç arasında; yumuşak güç bakımından ise başat küresel aktör. Çünkü demokrasi ve insan hakları bahsinde en ileri değerlerin savunucusu Avrupa. Ama bu iki özelliği, onu gerektiğinde küresel siyasete yön verecek ağırlığı koyabilen bir oyuncu yapmaya yetmiyor. Bunun da başlıca nedeni, kurumlarına diğer alanların yanı sıra dış ve güvenlik politikalarında belirli yetkiler tanınmış olsa da, AB’nin ulusal egemenliklerine sıkıca sarılan 28 ülkeden oluşması; kriz durumlarında hızla karar alamayışı; aldığı kararların arkasında kuvvetle duracak siyasi ve askeri güce sahip bulunmayışı. Okumaya devam et